Nov 7, 2014

Bir hüzündür yaşamak

Bir hüzündür yaşamak, bir hüznü yaşamaktır bu dünyada oluşun esası.

Olabilecekken son anda olmayanın, kalabilecekken sürgün edildiğinin hüznüdür mahkûm edildiğin.

Kendi elinle yaptığının, kendi elinle seçtiğinin ceremesidir, ince bir yel, tarifsiz bir sızı gibi vicdanında dolanan.

Yanlış bir seçime verilen yoksun kalma cezasıdır.

Aşağılayıcı bir ceza ile kurtulmayı ümit ettiğine verilen asaletli, unutulmaz bir cevaptır.

Bu cevabın asaletindendir yaşadıkça daralan bir zindana dönüşmesi vicdanının.

Bu asalettir bildikçe daha fazla farkına varmana sebep,  yoksun kaldığının kıymetine çakılan bir selamdır derin iç sızıntın.

Ceza verilmeye değer görülmek içindir tüm azgınlığın, bir çocuk misali şımardıkça dikkat çekme isteğin.

Şımarma artık, tevbe et!!!

Bir felaket habercisi

Hayat dedim anlamadın ki,
Ölüm dedim dinlemedin ki.
Dağlar koydun yüreğinin üstüne
Ayağa kalkmayı hiç istemedin ki.

Zulüm dedim ,  Adalet dedim,
En kara örtü oldu gözlerin,
Kesif vicdansızlıkları ellerinle kapattın kör kuyular üstüne,
Kasveti dağıtmayı hiç istemedin ki.

Ölüm dedim, ölüm.

Dinlemedin ki!